Aşk ve evlilik ile ilgili İngilizce kelimeler

Bu haftaki kelime videosunun konusu, aşk ve evlilik ile ilgili İngilizce kelimeler.Önce aşk ve evlilik ile ilgili temel kelimeleri anlatıyorum.Daha sonra, bir sonraki videoda anlattığım hikayeyi daha rahat anlayabilmen için ekstra birkaç kelime daha gösteriyorum.

İngilizce hhikayeler - Sevgililer Günü ile ilgili İngilizce hikaye
Aşk ve evlilik ile ilgili İngilizce hikaye

Bu kelime videosunda gösterdiğim tüm kelimeleri kullanarak anlattığım hikayeye buradan ulaşabilirsin.

Yazıya git →

Buna benzer İngilizce kelime videoları için bu linke tıklayabilirsin – İngilizce kelimeler

 

Aşk ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Bekar – Single

İngilizce’de bekar olmak, to be single demek.Videoda verdiğim örnekle beraber birkaç örnek daha vereyim

  • Murat is single. (Murat bekar.)
  • He’s been single for 2 years. (O, 2 yıldır bekar.)
  • This is the bar where the single ladies usually hang out. (Bekar kızların takıldığı bar burası.)

Not: Hang out, İngilizce’de çok sık kullanılan bir kelime.Takılmak, buluşup gezmek gibi bir anlama geliyor.

Aşık olmak – To fall in love

  • Murat fell in love with Ayşe. (Murat, Ayşe’ye aşık oldu.)
  • It’s the perfect time to fall in love. (Tam aşık olunacak zaman.)

 

Çıkma teklifi etmek – To ask someone out

  • Murat asked Ayşe out. (Murat Ayşe’ye çıkma teklifi etti.)
  • Hey! Why don’t you go ask her out?. (Hey!Neden gidip ona çıkma teklifi etmiyorsun?)
  • Look!Mustafa is asking Ceren out. (Baksana!Mustafa Ceren’e çıkma teklifi ediyor.)

 

Çıkmak – To date veya to go out

  • We are dating. (Biz çıkıyoruz.)
  • Murat and Ayşe started dating last wee. (Murat ve Ayşe geçen hafta çıkmaya başladı.)
  • Ayşe and Murat are going out. (Ayşe ile Murat çıkıyorlar.)
  • Are you going out with anyone? (Çıktığın herhangi biri varmı?)

 

Çift – Couple

  • Are they a couple? (Onlar çiftmi?)
  • Only couples can enter this bar. (Bu bara sadece çiftler girebilir.)

Evlilik ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Evlilik teklifi etmek – To propose

  • Murat proposed to Ayşe.(Murat Ayşe’ye çıkma teklifi etti.)
  • I’m so excited.I think he’s going to propose tonight.(Çok heycanlıyım.Sanırım bu akşam evlenme teklifi edecek.)

Nişanlanmak – To get engaged

  • Murat and Ayşe got engaged. (Murat ile Ayşe nişanlandı.)
  • Will you come to my engagement party?(Nişan partime gelirmisin?)
  • I am getting engaged next month. (Bir sonraki ay nişanlanıyorum.)

 

Evlilik – marriage

  • He is in a loveless marriage. (O, aşksız bir evlilik yaşıyor.)

Evli – Married

  • Murat and Ayşe are married.(Murat, Ayşe ile evli.)

NOT: Youtube yorumlarında aldığım bilgi doğrultusunda bu kelimeeye biraz daha değinmek istiyorum.Konuya değindiği için İsmail’e teşekkür ediyorum.Murat, Ayşe ile evli derken “Murat is married with Ayşe” denmez.Türkçe’den İngilizce’ye bu şekilde çevirmek hatalı olur.Onun yerine, biriyle evli demek isterken “To be married” kullanılır.Birkaç örnek daha vereyim çünkü bu sıkça karıştırılan bir kelime.

  • Murat is married to Ayşe.(Murat,Ayşe il evli.)/ Murat is married with Ayşe değil.
  • Murat is getting married to Ayşe.(Murat, Ayşe ile evleniyor.)
  • Murat and Ayşe have been married for 2 years.(Murat ve Ayşe 2 yıldır evli.)

Married with kelimesinin kullanıldığı yerler de var.Ama biriyle evli anlamında değil.Evli ve … anlamında veya ekstra bilgi vermek için kullanılır.Örnek vereyim.

  • Murat is married with 2 children.(Murat, evli ve 2 çocuklu.) / Murat 2 çocukla evli değil.(Aman dikkat =) )

 

Düğün – Wedding

  • Will you come to my wedding? (Düğünüme gelirmisn?)
  • I love weddings.(Düğünlere bayılırım.)

Gelin – Bride

  • The bride is very beautiful.(Gelin çok güzel.)
  • Where is the brides father?(Gelinin babası nerede?)

 

Damat – Groom

  • The Grooms parents will sit at this table.(Damatın ailesi bu masada oturacak.)

 

Karı – Wife

  • This is my wife, Ayşe.(Bu karım, Ayşe.)
  • Sorry to interrupt sir,  but your wife is calling. (Böldüğüm için özür dilerim ama, karınız arıyor.)

 

Koca – Husband

  • My husband is afraid of heights. (Kocamın yükseklik korkusu var.)
  • Is he your husband?(Bu senin kocanmı?)

 

Çocuk sahibi olmak – To have kids veya To have children

  • Ayşe and Murat have 3 kids.(Ayşe ile Murat’ın 3 çocukları var.)
  • Who is going to look after the kids?(Çocuklara kim göz kulak olacak?)

 

Hikaye için gerekli olan İngilizce kelimeler

 

Antik – Ancient

  • Everything was different in ancient Rome.(Antik Roma’da herşey farklıydı.)
  • I am studying ancient civilizations.(Antik uygarlıklara çalışıyorum.)

İmprator – Emperor

  • The emperor of Rome was a very angry man.(Roma impratoru çok sinirli bir adamdı.

 

Yasa dışı ilan etmek – To outlaw

  • The government outlawed smoking in closed areas.(Hükümet, kapalı alanlarda sigara içilmesini yasadışı ilan etti.)
  • The Emperor of Rome outlawed marriage for young men.(Roma imparatoru, genç erkeklerin evlenmesini yasa dışı ilan etti.)

 

Karşı gelmek – To defy

  • He defied the rules of physics.(Fizik kurallarına karşı geldi.)
  • What he is saying defies all logic.(Onun söyledikleri tüm mantık kurallarına karşı geliyor.)

 

Papaz – Priest

  • Priests were responsible for marrying young couples in ancient Rome.(Antik Roma’da genç çiftleri evlendirmek papazların işiydi.)

 

Haksız – Unfair

  • What you are doing is unfair!.(Bu yaptıkların haksızlık!)

 

Asker – Soldier

  • Soldiers are responsible for protecting this area.(Bu bölgeyi korumak askerlerin sorumluluğunda.)

 

Kaçmak – To escape

  • He tried to escape form prison but failed.(Hapishaneden kaçmaya çalıştı ama başarısız oldu.)

 

Nöbetçi – Guard

  • He works here as a guard.(O, burada nöbetçi olarak çalışıyor.)

 

Bir yeri korumak – To guard

  • He is the person guarding the safe.(O, kasayı koruyan kişi.)

 

Cezaya çarptırımak – To sentence

  • He was sentenced to 5 years in jail.(5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.)

İnfaz – Execution

  • The execution is tomorrow.(İnfaz yarın.)

 

İnfaz edilmek – To be executed

  • He is going to be executed tomorrow.(O, yarın infaz edilecek.)
  • Today is the day of his execution.(Bugün, onun infaz edileceği gün.)

 

Bütün kelimeler bukadar.Artık aşk ve evlilikle ilgili temel kelimeleri biliyorsun.Herzamanki gibi anlamadığın veya söylemek istediğin herhangi birşey varsa bana yorum bırakabilirsin.Hepsine cevap veriyorum.Bir sonraki videoda görüşmek üzere!

22 Yorum Kendi yorumunu ekle

  1. ”What he is saying defies all logic. ”cümlesindeki ” what he is saying” tam olarak ne anlama geliyor örnek vererek açıklayabilir misin ?

    • Merhaba,

      What he is saying defies all logic – Söylediği şey her türlü mantığa karşı geliyor gibi bir anlama geliyor yani kısaca “Söylediği şey mantıksız” anlamına geliyor.

      Bu cümlede “söylediği şey” anlamını “what he is saying” katıyor. Birkaç örnek vereyim.

      What you want is impossible – istediğin şey imkansız demek. Burada “istediğin şey”, “what you want” demek.

      What you are doing is very hard – Şuan yaptığın şey çok zor demek. Burada “Şuan yaptığın şey” anlamını “What you are doing” kısmı katıyor.

  2. What you are doing is unfair!. burda da benzer bir kullanım var bunu da açıklarsan çok mutlu olucam .

    • Bu cümle, “yaptığın (şey) haksızlık” anlamına geliyor.

      Anlattığım gibi burada “yaptığın şey” veya “yaptığın” anlamını cümleye katan kısım “what you are doing”.

      Ör/ What you are doing is wrong! – Yaptığın şey yanlış!

  3. Ben daha önce neden bu siteyi keşfetmemişim diye hayıflandım,harika diğer bütün sitelerden çok farklı,sıradışı,mükemmel

  4. merhaba ßurak.videoların inanılmaz mükemmel.ben Azerbaycandan izliyorum siteni ve çok beyeniyorum.ancak bir küçük sorunum var abone olamıyorum ve kitabı indiremiyorum.bana yardımcı olursan çok sevinirim

    • Merhaba,

      Teşekkür ederim. Tam olarak nasıl bir sorun yaşıyorsun? Şu anda sistem değiştiriyorum. İstersen değiştiğinde kendim seni ekleyebilirim.

      Burak

  5. yıl 2017 ben bu siteyi yeni buldum 🙁 umarım baya bi yol kat etmemi sağlar. şimdiden teşekkür ederim 🙂

  6. Sevgili Burak
    Emeğine sağlık.
    Çok başarılı oluşturulmuş bir site.
    Düzenli ve disiplinli bir şekilde bu sitedeki bilgileri, videoları takip eden bir kişi gerçek manada İngilizce öğreniminde çok önemli mesafe kateder.
    Çok önemli konulara değinmişsin. Çok açık, anlaşılır ve kapsamlı örnekler ile ihtiyaca yönelik cevaplar oluşturmuşsun.
    Yürekten tebrik ediyorum Seni.

  7. tek kelime ile muhteşem! tüm yaz günüm keyifli geçiyor ben öğrenip kardeşime öğretiyorum iyi ki varsınız.

  8. Merhaba Burak,
    Eline sağlık öncelikle:) Benim sorum verdiğin bir örnek ile ilgili.
    Kocamın yükseklik korkusu var derken neden “has” değil de “is” kullanıyoruz?

    Teşekkür ederim şimdiden

    • Kocamın yükseklik korkusu var derken “has” kullanılabilir. Mesela,

      My husband has a fear of heights.

      Ancak “Kocam yüksekten korkuyor” demek istiyorsanız zamandan dolayı “is” kullanılır.

      My husband is afraid of heights.

      • Teşekkür ederim hızlı dönüş için.
        Verilen örnekte parantez içine (kocamın yükseklik korkusu var) yazdığınız için “has”aklıma geldi direkt. Ama doğrusu (Kocam yüksekten korkuyor) ise ve bu şekilde yazsaydınız da anlayamayabilirdim, o yüzden olumsuz eleştiri olarak algılamayın lütfen. Benim gibi ingilizceye çok hakim olmayanların da “var” çevirisi akla “has” i getirebileceğinden belirtmek istedim.
        Teşekkür ederim tekrar

Yorum Bırak