Amerika’daki Protestolarla ilgili Güncel Kelimeler

Bu hafta, gündemde olan olayları takip etmeni kolaylaştırması için Amerika’da devam eden protestolarla ilgili 29 kelimeyi inceliyoruz.

Konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

Güncel kelimeler serisinin ikinci yazısına hoş geldin. Dünyadaki önemli gelişmelerin başında bu sıralar özellikle Amerika’da yaşanan büyük çapta protestolar var ve son günlerde bu olaylarla ilgili haberler karşımıza sıkça çıkıyor.

Eğer İngilizce haberleri takip etmeyi seviyorsan veya yabancı arkadaşlarınla ve meslektaşlarınla konuşuyorsan, bu yazıdaki kelimeler karşına çıkabilir veya kullanma ihtiyacı hissedebilirsin.

O yüzden bu yazıda, haber akışı esnasında ve yaşanan protestoların konuşulması esnasında sıkça karşılaşacağın ve kullanmak isteyebileceğin güncel kelimeleri göstermek istiyorum.

Amerika’da şu anda yaşanan protestolar ve yürüyüşler, ırkçılığa karşı yapılmakta. Irkçılık, İngilizcede “Racisim” demek. “Race”, ırk anlamına geliyor.

Uzun süredir toplumda var olan bir gerginlik, yaşanan ve videolara da yansıyan bir olayla bir anda patladı. Böyle olaylara İngilizcede “incident” deniyor.

Incident, özellikle tehlikeli, suç teşkil eden veya şiddet içeren olayları belirtirken kullanılan bir kelime.

Mesela, “The incident happened on Monday.”, “Olay pazartesi günü yaşandı.” anlamına gelir.

Bu incident, yani olay, adalete uymadığı için gerginliğe sebep oldu. “adil olmayan” veya “haksız” İngilizcede “unjust” demek.

Mesela “The incident was unjust” cümlesi “Olay haksızdı” anlamına gelir.

Gerginlik ise İngilizcede “tension” demek. Genelde gerginlik yüksek olduğunda haberlerde bu kelime kullanılıyor. Yükselmek “to rise” anlamına geliyor. “Yükselen gerginlik veya artan gerginlik” ise “rising tensions” demek. Bu iki kelime özellikle haberlerde sıkça birlikte kullanılıyor.

Mesela “This action led to rising tensions”, “Bu eylem artan gerginliklere sebep oldu” demek.

Veya “Tensions were already rising before the event”, “Olaydan önce gerginlik zaten artıyordu” anlamına gelir.

Kısaca;

  • Racism – Irkçılık
  • Incident – Olay yada şiddet veya suç içeren bir olay
  • Unjust – Haksız olan veya adil olmayan
  • Tension  – Gerginlik
  • Rising tensions – Artan gerginlik

Şu anda yaşanan ve herkesin konuştuğu olaylar aslında bir anda gerçekleşen şeyler değil. Amerika’da yaşanan bu olaylar, uzun süredir var olan ırksal önyargılardan kaynaklanıyor. “Önyargı” İngilizcede “bias” demek. “Irksal önyargı” ise “Racial bias” demek.

Mesela “There is racial bias towards some people in America” cümlesi “Amerika’daki bazı insanlara karşı ırksal önyargı var” demek. Kısaca, ırklarından dolayı farklı bir davranışa maruz kalıyorlar.

Yaşanan bu olaya yani “incident” a karşı tepki olarak insanlar toplanıp yürüyüş yapmaya başladı. “Toplanmak” İngilizcede “to gather” demek. Topluca yürümek ise “to march” şeklinde söylenir.

Örneğin “Thousands of people gathered here to march” cümlesi “Binlerce insan yürümek için burada toplandı” demek.

Kısaca;

  • Bias – Önyargı
  • Racial bias – Irksal önyargı
  • Gather – Toplanmak
  • March – Yürümek

Bu olaylardan sonra bir anda tüm ülkede protestolar ve gösteriler yaşanmaya başladı.

Protesto İngilizcede “protest” demek. Bir anda çok fazla protesto olduğunda, haberlerde “protestolar patladı” veya “protestolar patlak verdi” şeklinde belirtilir. Bu anlamda patlamak demek için “erupt” kelimesi kullanılır.

Mesela “Protests erupted throughout the country” ifadesi “Ülke boyunca protestolar yaşandı” veya “Bütün ülkede protestolar patlak verdi” demek.

Protestoya katılan kişilere ise “protestor” denir.

Örneğin “Protestors started marching on the streets” cümlesi “Protestocular sokaklarda yürümeye başladılar” demek.

Özetle;

  • Protest – Protesto/Gösteri
  • Protestor – Protestocu
  • Erupt -Patlamak veya Patlak vermek

Protestolar genelde barışçıldır. Barışçıl İngilizcede “peaceful” anlamına gelir. Mesela “peaceful protest” ifadesi “barışçıl protesto” demek. “Peaceful protestor” ise barışçıl protestocu anlamına gelir.

Ancak bazen de şiddet içeren protestolar yaşanabiliyor. Şiddet İngilizcede “voilence” demek. Sıfat olarak “şiddetli” demek için de “violent” kelimesi kullanılır.

  • The protests were peaceful.
  • Protestolar barışçıldı.
  • However, some protests were violent.
  • Ancak bazı protestolar şiddet içeriyordu.

Protestolar şiddetli hale gelirse, polisler önlem alırlar. Polis İngilizcede “police” demek. Önlem ise “measure” demek.

Örneğin “The police took measures to stop the damage” cümlesi “Polis hasarı durdurmak için önlemler aldı” demek.

Kısaca;

  • Peaceful – Barışçıl
  • Violence – Şiddet
  • Violent – Şiddetli / Siddet içeren
  • Police – Polis
  • Measure – Önlem

Amerika’da şu anda yaşanan olaylara police yani “polis” dışında müdahale eden farklı güvenlik güçleri var.

Güvenlik güçleri veya emniyet güçleri İngilizcede “law enforecement” demek. Bu ifadeyi “kanun uygulayıcılar” gibi de düşünebilirsin.

Mesela Amerika’da polis dışında, yaşanan protestolara müdahale eden ulusal muhafızlar bulunuyor. Ulusal muhafız, “National guard” demek. “National guard”, eyaletlerin valilikleri tarafından görevlendirilebilen özel bir güç.

Bu birlikler görevlendirildiğinde veya sahaya çıktığında “deploy” kelimesi kullanılır. “Deploy” kelimesini “görevlendirmek” veya “sahaya sürmek” gibi düşünebilirsin.

Mesela “States have deployed the national guard in response to the protests” cümlesi “Eyaletler protestolara karşılık olarak ulusal muhafızlerı görevlendirdi/devreye soktu” demek.

National guard, Amerikan ordusunun aslında bir uzantısı. Ordu veya askeriye İngilizcede “military” demek.

Özetle,

  • Law enforcement – Güvenlik güçleri /Emniyet teşkilatı
  • National guard – Ulusal muhafızlar
  • Deploy – Görevlendirmek / Devreye almak
  • Military – Askeriye / Ordu

Bazen yapılan gösteriler yani “protests”, farklı bir duruma evrilebiliyor ve daha şiddetli bir hale gelebiliyor. Bu şekilde sakin olan bir olayın gittikçe şiddetlenmesini anlatırken İngilizcede “escalete” kelimesi kullanılır. “Escalate” İngilizcede “kızışmak” veya “tırmanmak” anlamına geliyor.

Örneğin “The protests escalated after the national guard was deployed” cümlesi “Ulusal muhafızlar görevlendirildikten sonra gösteriler kızıştı” demek.

Gösteriler kızıştığında yani “escalate” ettiğinde yağmalama başladı. Özellikle dükkanlar ve marketler yağmalanıyor. “Dükkan” İngilizcede “store” demek.

“Yağmalamak” ise “looting” demek. Yağmacıya ise “looter” deniyor.

  • Many stores on this street were looted.
  • Bu sokaktaki birçok dükkan yağmalandı.
  • People started looting stores.
  • İnsanlar dükkanları yağmalamaya başladı.

Kısaca;

  • Escalate – Kızışmak/Yükselmek
  • Store – Dükkan
  • Looting – Yağmalama
  • Looter – Yağmacı

Bazen alınan önlem yani “measure” olarak sokağa çıkma yasağı da ilan edilebiliyor. Sokağa çıkma yasağı İngilizcede “curfew” demek.

The curfew starts at 8 p.m.

Sokağa çıkma yasağı akşam 8’de başlıyor.

Eğer şiddet yani “violence” devam ederse de tutuklamalar olabiliyor. Tutuklama İngilizcede “arrest” demek.

Örneğin “Dün üç kişi tutuklandı” cümlesi “Three people were arrested yesterday” şeklinde söylenir.

Bu olaylar esnasında yaralanan insanlar da olabiliyor. “wound” kelimesi fiil olarak kullanıldığında “yaralamak” ve  isim olarak kullanıldığında “yara” anlamına gelir.

“Yaralı” ise İngilizcede “wounded” şeklinde söylenir.

Mesela “3 people were wounded yesterday” cümlesi “Dün üç kişi yaralandı” demek.

veya “There are 11 wounded” cümlesi “11 yaralı var” demek.

Öğrendiğimiz tüm kelimeleri özetleyelim :

  • Racism – Irkçılık
  • Incident – Olay yada şiddet veya suç içeren bir olay
  • Unjust – Haksız olan veya adil olmayan
  • Tension  – Gerginlik
  • Rising tensions – Artan gerginlik
  • Bias – Önyargı
  • Racial bias – Irksal önyargı
  • Gather – Toplanmak
  • March – Yürümek
  • Protest – Protesto/gösteri
  • Protestor – Protestocu
  • Erupt -Patlamak veya patlak vermek
  • Peaceful – Barışçıl
  • Violence – Şiddet
  • Violent – Şiddetli / Siddet içeren
  • Police – Polis
  • Measure-Önlem
  • National guard – Ulusal muhafızlar
  • Military – Askeriye veya ordu
  • Law enforcement – Güvenlik güçleri /Emniyet teşkilatı
  • Deploy – Görevlendirmek, devreye almak
  • Escalate – Kızışmak/yükselmek
  • Store – Dükkan
  • Looting – Yağmalama
  • Looter – Yağmacı
  • Curfew – Sokağa çıkma yasağı
  • Arrest – Tutuklama
  • Wound – Yaralamak veya yara
  • Wounded – Yaralı

Evet, şu sıralarda güncel olarak kullanılan kelimelerden bazıları bunlar. Sen de güncel olayları takip etmek istersen bu kelimelerden yararlanabilirsin. 🙂

Konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

3 Yorum Kendi yorumunu ekle

  1. 2020 de yaşayıpta hala ayrımcılıkla dışlanma ile,eşit olmayan kurallarla hayatını sürdüren bir çok insan var. Kendimizi bu konuda eğitelim, öğrenelim ve öğretelim ırçılığın hiç hoş olmayan bir durum olduğunu .

  2. Çok bilgilendirici bir video olmuş.Bir şekilde yabancı haberlere karşılaşıyoruz ve buradaki kelimelerde karşımıza çıkıyor ve sayenizde kelime hazneme bir çok yeni kelime ekleyebiliyorum ve izlediğim haberden bir şekilde öğrendiğim yeni kelimerden çıkınca haberde neyden bahsedildiğini anlıyabiliyorum emeğinize sağlık teşekkürler.

Yorum Bırak