İş yerinde en iyi İngilizce konuşan SEN ol (Hemen!)
Bu yazıda iş ortamında karşılaşabileceğin durumları ve bunlara uygun ifadeleri birlikte öğreneceğiz.
Son zamanlarda yüz yüze görüşmeler azaldı ve iş görüşmelerimizi yoğun olarak görüntülü arama yoluyla yapıyoruz. İlk kategorilerimiz bunun üzerine olacak.
Görüntülü aramada toplantıya katılacak kişiler konferans sistemine bağlanır. Görüşmeyi yöneten kişi de herkesin toplantıda olup olmadığını sorar. Bunun için en sık kullanılan kalıplardan biri “Are we all on?/ Is everyone on?” kalıbı.
“Are we all on?” cümlesi “Hepimiz bağlandık mı?” demek. “Is everyone on?” ise, “Herkes burada mı?” gibi bir anlama gelir.
Bunun dışında kullanabilecğein bir başla kalıp “Is everyone present?” ifadesi. Bu cümle de “Herkes burada mı?” demek.
Eğer sesinin gidip gitmediğini sormak istersen de “Can everybody hear me?” cümlesini kurabilirsin. Bu cümle “Herkes beni duyabiliyor mu?” demek.
Toplantı devam ederken bazen söylenenleri anlamayabilirsin. Birini anlamadığında kullanılan bir kalıp “Sorry, I didn’t get that” kalıbı. Bu ifade “Pardon, anlamadım” demek. Get burada “elde etmek” anlamında kullanılıyor ve “söylediğini tam olarak algılayamadım” anlamını vermek için kullanılıyor.
Eğer karşındaki kişinin söylediklerini tekrar etmesini istiyorsan “Would you mind repeating that please?” kalıbını kullanabilirsin. Bu ifade “Rica etsem söylediklerini tekrar eder misin?” veya “Sakıncası yoksa söylediklerini tekrar eder misin?” anlamına gelir.
Eğer karşındaki kişiye donduğunu ve bundan dolayı anlayamadığını söylemek istiyorsan da “Sorry, you froze. Could you please repeat yourself?” diyebilirsin. Froze, freeze fiilinin ikinci hali ve bu ifade “Pardon. Dondunuz. Rica etsem tekrar eder misiniz?” demek.
Gelelim, ara verirken kullanılan kalıplara. Bazen bir toplantı uzar ve toplantıyı yönetmek isteyen kişi ara vermek ister. Bu durumda en yaygın kullanılan kalıplardan biri “Let’s take a break.” Bu kalıp “Ara verelim” demek. Eğer süre belirtilirse de genelde “Let’s take a (süre) break” kullanılır.
Mesela “Let’s take a 10-minute break”, “10 dakikalık bir mola verelim” demek.
Bazen konuşan kişi, ara verelim dedikten sonra ne zaman toplantıya devam edileceğini de belirtir. Mesela “Let’s take a 5-minute break and resume at 5 past 10” cümlesi “5 dakikalık bir ara verelim ve 10’u 5 geçe devam edelim.” demek.
Harika! Şimdi birini böldüğünde kullanabileceğin kalıplara bakalım.
Özellikle bağlantı yavaş olduğunda bazen başkalarıyla aynı anda konuşmaya başlayabiliyorsun. Bu durumda “Pardon. Lütfen devam et” gibi bir kalıp kullanmak çok faydalı oluyor.
Mesela bu durumda kullanabileceğin en iyi kalıplardan biri “Sorry, I interrupted you. Please go on.” Bu cümle “Seni böldüğüm için üzgünüm. Lütfen devam et” demek. Interrupt fiili “bölmek” demek ve “Sorry I interrupted you”, “Seni böldüğüm için üzgünüm” demek. To go on ise “devam etmek” anlamına gelen bir phrasal verb. “Please, go on”, “Lütfen devam et” demek.
Kullanabilecğein bir başka harika ifade “After you…”. Bu ifade özünde “Senden sonra” demek ama “Lütfen önce sen devam et. Ben senden sonra devam ederim” anlamında kullanılıyor.
Mesela biriyle aynı anda konuşmaya başladığında ve sonra ikiniz de duraksadığınızda “After you” dersen, lütfen önce sen konuş, sonra ben devam ederim demiş olursun.
Son olarak “I’m sorry, you were saying?” ifadesi var. Bu favorilerimden. “You were saying”, “Söylüyordun” demek. Birini yanlışlıkla böldüğünde “I’m sorry, you were saying” dediğinde “Pardon. Söylüyordun” demiş oluyorsun ve bu ifade “Ne söylüyordunuz. Lütfen aynı şekilde devam edin” demek.
Harikasın. Şimdi karşındaki kişinin biraz daha açık ve net olmasını istediğinde kullanabileceğin 3 güzel kalıba bakacağız.
İlk kalıbımız “Sorry, just to clarify…”. Bu kalıp, bir şeyi tam olarak anladığından emin olmak ve karşı taraftan teyit almak istediğinde çok kullanışlı.
“Sorry, just to clarify”, “Pardon, net olmak açısından…” gibi bir anlama gelir ve arkasından senin anladığın şeyi söylemen gerekiyor. Böylece karşı tarafı doğru anlayıp anlamadığını teyit edebilirsin.
Mesela, “Sorry, just to clarify, You want us to send the report tomorrow. Am I right?” dediğinde “Pardon. net olmak açısından soruyorum. Raporu yarın göndermemizi istiyorsunuz, doğru mudur?” demiş oluyorsun. Böylece karşındaki kişi evet diyebilir veya gerekirse seni düzeltebilir.
Bu kalıp oldukça resmi ve özellikle iş ortamında ve daha resmi durumlarda kullanmak için uygun.
Buna benzeyen bir başka harika kalıp “So, If I understand correctly…” ifadesi. Bu ifade “Yani, eğer doğru anladıysam” demek ve yine anladıklarını özetleyip teyit etmek için oldukça kullanışlı.
Mesela az önceki cümleyi bu kalıbı kullanarak kuralım. “So, if I understand correctly you want us to send the report tomorrow. Am I right?” yine bu cümle “Eğer doğru anladıysam raporu yarın göndermemizi istiyorsunuz. Doğru mudur?” demek.
Son olarak kullanılan yaygın bir kalıp daha var ve bu özellikle karşına çok çıkacak. “So, what you’re saying is ….”. Bu kalıp, “Yani, diyorsun ki” anlamına gelir ve karşındaki kişinin söylediklerini tek bir cümleye indirgeyip teyit almak için kullanılır.
Mesela “So what you’re saying is that we need to work fast” cümlesi “Yani diyorsun ki, hızlı çalışmamız lazım.” demek. Genelde karşındaki kişi buna karşılık evet veya hayır diyecektir.
Şimdi, gelecekle ilgili plan yaparken kullanabileceğin kalıplara bakalım. Bunlar biraz daha ileri düzey kalıplar ve özellikle ana dili İngilizce olan kişiler tarafından sıkça kullanılır.
İlk ifade “going forward” veya “moving forward” ifadesi. Bu kalıp “devam ederken” demek ve bu noktadan itibaren yapılması gereken bir şeyi anlatmak için kullanılır. Örnekle daha iyi anlatabilirim.
Mesela “Moving forward, we will have a meeting every week” cümlesi “Bundan böyle her hafta bir toplantı yapacağız” demek.
Veya “Going forward, everyone will write weekly reports” cümlesi “Bundan sonra herkes haftalık rapor yazacak” demek.
Gelecekten bahsederken kulanabileceğin bir başka kalıp “down the road”ifadesi.
“Down the road”, aslında “yolun aşağısında” demek. Ancak bu ifade, “ilerleyen bir zamanda” demek için kullanılır.
Örneğin “We will decide what to do down the road” cümlesi “İlerleyen bir zamanda ne yapacağımıza karar vereceğiz” demek.
Son olarak “Let’s circle back” ifadesi var. “Let’s circle back”, “Bu noktaya geri dönelim” demek ve iki şekilde kullanılır.
Öncelikle circle yuvarlak veya çember anlamına gelir. Circle back, şimdilik devam edelim ama ilereyen bir zamanda bu konuya veya bu noktaya geri dönelim demek. Özellikle bir konuya karar verilemediğinde veya o konuya ileride karar verilmesi gerektiğinde bu kalıp kullanılır.
Bir diğer kullanım ise, geçmişteki bir konuya geri dönmek istediğin durumlar için. Mesela geçen toplantıda konuştuğunuz bir konu varsa, “Let’s circle back to that subject” dediğinde, şimdi o konuya geri dönelim demiş olursun.
Şimdi, devamsızlık belirten durumlarda kullanabileceğin iki yaygın kalıba bakalım. Bazen bir toplantıda, meslektaşının olmadığını belirtmen gerekebilir. Veya belki sen gelecekte bir toplantıda olmayacaksın. Bu durumda kullanabilceğin ilk kalıp “On (sick) leave” ifadesi. Bu ifade “izinli olmak” demek.
Mesela “I’m on leave today”, “Bugün izinliyim” demek ya da “I will be on leave tomorrow” cümlesi “Yarın izinli olacağım” demek.
Bunu bir değişik hali de “sick leave” ifadesi. Bu da hasta olduğu için izinli olmak demek.
Mesela “Mehmet is on sick leave” dersem, “Mehmet bugün hasta ve izinli” demiş olurum.
Kullanabilecğein bir başka ifade “Not in today” kalıbı. Bu ifade “Bugün yok” demek. Mesela “I’m not in today”, “Bugün yokum/ofiste değilim” demek.
Veya “Our boss is not in today” dersen “Patronumuz bugün ofiste değil” demiş olursun.
Şimdi fikirlerini özetlemek için kullanabileceğin 3 yaygın kalıba bakalım.
İlki “At the end of the day” ifadesi. Bu cümle “Günün sonunda” demek ve genelde bir şeyi basite indirgemek için kullanılan bir kalıp.
Mesela “At the end of the day, it’s a simple calculation” cümlesi “Özetle/günün sonunda, basit bir hesaplamadır” demek.
Kullanabileceğin başka bir kalıp “The fact of the matter is” ifadesi. Bu ifade “İşin gerçeği şu” demek.
Örneğin “The fact of the matter is, this project is too expensive to complete”, “İşin gerçeği bu projenin tamamlamak için fazla pahalı olduğu.”
Son olarak, uzun bir meseleyi özetlemek istersen “in short” kalıbını kullanabilirsin. Bu ifade “Özetlemek gerekirse” veya “Kısaca” demek. Örneğin “In short, let’s do two meetings a week”, “Özetle, haftada iki toplantı yapalım.” demek.
Şimdi, iş yerinde insanlarla hemfikir olduğunda kullanabileceğin harika birkaç kalıba bakalım.
İlk göstermek istediğim kalıp “No-brainer” ifadesi.
No-brainer ifadesini “beyne gerek yok” gibi düşünebilirsin. Yani, o kadar bariz ki, beynini kullanmaya veya düşünmeye gerek yok. No-brainer bir durum. Bu ifade bir isim görevinde.
Örneğin “Your decision is a no-brainer” cümlesi “Kararın çok doğru. Düşünmeye bile gerek yok” gibi bir anlama gelir.
Sıradaki kalıpsa, birinin söylemek istediğini anladığında veya onun bakış açısını anladığını belirtmek istediğinde kullanabileceğin harika bir kalıp. “I get what you’re saying” bu ifade “Dediğin şeyi algılıyorum” veya “Ne demek istediğini anlıyorum” demek.
Mesela “I get what you are saying and I agree” cümlesi “Ne demek istediğini anlıyorum ve hemfikirim” demek.
Son olarak kullanabileceğin başka harika bir kalıp “On the same page” ifadesi. On the same page, aynı sayfa üzerinde olmak demek ve hemfikir olduğumuzu belirtmek için kullanılır.
Meslea “Before we make a decision, I need to know if we are on the same page” cümlesi “Bir karar vermeden önce aynı sayfada olduğumuzu/hemfikir bilmem lazım” demek.
Gelelim iş ortamında insanlarla hemfikir olmadığında kullanabileceğin kalıplara. Eğer dikkat etmen gereken bir durumsa ve karşındaki kişiye kibarca ve resmi bir dille yanıldığını söylemek istersen şu kalıbı kullanabilirsin.
“I’m sorry, but you may be incorrect.” bu ifade “Üzgünün ama yanılıyor olabilirsin” demek. Bu kalıbı kullandıktan sonra niye hatalı olduğunu açıklayabilirsin.
Mesela “I’m sorry but you may be incorrect. The calculations in my report are different.”, “Pardon ama, yanılıyor olabilirsiniz. Benim raporumdaki hesaplamalar farklı.” demek.
Kullanabileceğin bir başka kalıp “From our point of view, it is a little different. Let me explain” kalıbı. Bu ifade “Bizim bakış açımızdan durum biraz değişik. Anlatayım” demek. Burada da “point of view” ifadesi “bakış açısı veya bakış noktası” demek. Yine bu kalıbı da farklı düşündüğünü belirtmek için kullanabilirsin.
Son olarak “I’m sorry, but my hands are tied” ifadesi var. Bu ifade “ellerim bağlı” demek. Bu ifadeyi yapabilecek bir şeyin olmadığında veya “elim kolum bağlı” demek istediğinde kullanabileceğin bir kalıp. “I’m sorry, my hands are tied”, “Üzgünüm, yapabileceğim bir şey yok” demek.
İki durumumuz daha var. Sorumluluk belirtmek ve iletişime geçmek için kullanılan kalıplar. Sorumluluk belitmek için kullanılan kalıplarla başlayalım.
Eğer yapacak çok fazla işin varsa ve yeni işler için zamanın yoksa söyleyebileceğin bir cümle ve bir yaygın kalıp var. Cümlemizle başlayalım.
“I don’t have time to take on new tasks at the moment.” Bu ifade “Şu anda yeni görevler için yeterli vaktim yok” demek.
Task İngilizcede görev anlamına gelir. At the moment ise “şu anda” demek.
Ana dili İngilizce olan kişilerin yaygın olarak kullnadığı bir başka ifade ise “I have a lot on my plate” kalıbı. Bu cümle “Tabağımda çok fazla şey var” demek. Bunu “tabağıma taşırmadan daha fazla şey koymam mümkün değil” gibi düşünebilirsin. Bu cümleyi kurduğunda aşırı yoğun olduğunu söylemiş oluyorsun.
Harikasın. Bu başlıkta iki kalıba daha değinmek istiyorum. Toplantı veya bir görüşme planlarkan kullanabileceğin kalıplar. Burada çok sık kullanılan ve bilmeni istediğim iki kalıp var. İlki “Reach out”. Bu ifade bir phrasal verb. Reach aslında uzanmak demek. Out ise dışa doğru demek. Bu ifade, iletişim kurmak/ulaşmak anlamında kullanılıyor.
Örneğin sana “Reach out to me if you have any questions” dersem “Soruların olursa bana ulaş” demiş olurum.
Alternatif olarak kullanabileceğin başka bir ifade “Contact (kişi)” kalıbı. Bu ifade “Kişi ile iletişime geç” demek.
Mesela “Contact me if you need anything”, “Bir şeye ihtiyacın olursa benimle iletişime geç” demek.
Veya “Contact Mehmet if you have any questions”, “Soruların olursa Mehmet ile iletişime geçebilirsin” demek.
Artık iş ortamında sürekli olarak karşılaşacağın önemli kalıpları biliyorsun.
Konuyla ilgili ücretsiz PDF dosyasını indirmek için buraya tıklaman yeterli. 🙂
Elinize emeğinize sağlık Burak bey. Hafızada tutabilme sorununu da halledersem işim kolaylaşacak. İyi çalışmalar kolay gelsin.
Teşekkür ederim…
Teşekkür ediyorum gene çok yararlı bir çalışma olmuş emeğinize sağlık Burak bey
çok teşekkür ederiyorum. Gerçentende çok başarılı işler yapıyorsunuz , dil ögrenme tekniği noktasında çok yardımcı oluyorsunuz …