Zayıflama ile ilgili İngilizce hikaye
En son videomda zayıflama ile ilgili İngilizce kelimeler göstermiştim.Bu videoda o kelimeleri pekiştirmen amacıyla kısa bir ingilizce hikaye anlatıyorum.Hikayede gösterdiğim kelimelerin hemen hemen hepsi mevcut ve hikayenin zamanı geçmiş zaman ve geniş zaman.
Eğer zayıflama ile ilgili İngilizce kelimeler videosunu izlemediysen bu linke tıklayarak o videoya ulaşabilirsin – Zayıflama ile ilgili İngilizce kelimeler
Buna benzer İngilizce hikaye videoları için bu linke tıklayabilirsin – İngilizce hikayeler
Ön bilgiler
Quit – Bırakmak
İngilizce’de bir şeyi bırakmak to quit demek.Bu düzensiz bir fiil ve geçmiş zaman hali de quit olur.Örneğin,
-
-
- I quit sports.(Sporu bıraktım.)
- I’m going to quit smoking.(Sigara içmeyi bırakacağım.)
-
Rice – Pilav
Hikayede bazı yerlerde rice kelimesini kullanıyorum.Rice Türkçe’de pilav demek.
As a result – Sonuç olarak
Bir durum başka bir şey sonucunda oluşuyorsa bunu anlatmak için İngilizce’de “As a result” kalıbını kullanabilrsin.Hikayede birkaç yerde geçiyor.
-
-
- I played tennis and as a result I lost fat.(Tenis oynadım ve bunun sonucunda yağ yaktım.)
- As a result of studying hard I passed the exam.(Sıkı çalışmamın sonucunda sınavı geçtim.)
-
To decide – Karar vermek
İngilizce’de karar vermek “To decide” demek.Düzenli bir fiil.Bu durumda geçmiş hali “decided” oluyor.
-
-
- We decided to go to school.(Okula gitmeye karar verdik.)
- What will you decide?(Ne karar vereceksin?)
-
NOT: karar vermek “To decide” demek.İngilizce’de “Karar” ise “Decision” demek.
-
-
- What’s his decision?(Onun kararı nedir?)
-
Depressing – Moral bozucu/Üzücü
İngilizce’de üzücü ve moral bozucu bir şey anlatırken “Depressing” kelimesini kullanabilirsin.
İngilizce hikaye
My brother and I always played sports when we were young. During middle school we played a lot of tennis. At the end of school we quit because we needed to study for the high school entrance exam all day and because of that we started to get fat.
We always ate a lot of carbs like chocolate, rice and bread and as a result we were overweight at the end of the year. We had to eat less but we couldn’t because we were very stressed.
Every time I didn’t want to study I would go (and) eat something, usually chocolates or sweets.And as I got fatter I became more stressed and ate even more unhealthy food.
After the exam we were very sad and we knew we had to do something so we started to work out.We started to run every day. At first we could only run 2 kilometers. This was very depressing because before that we could run more than 6 kilometres non stop.
After some time we started eating healthy as well. We quit eating carbs like chocolate and bread and we also stopped eating fatty foods. Because of that we started to burn fat more and more.
Eventually we lost a lot of weight and as a result of this we could run more. Then we decided that we were doing too much cardio. We were too thin so we started going to the gym. We wanted to gain some muscle.
After this decision we lost even more fat and (we) gained some muscle. Today we’re still working out. We lift weights every week and we also do a lot of cardio like running and tennis. We consume a small amount of calories by being careful with our portion size and we try to eat foods with a lot of protein.
İngilizce hikayenin Türkçe çevirisi
Kardeşim ve ben küçükken hep çok spor yaptık.Orta okul sırasında çok tenis oynadık.Okulun sonunda bıraktık çunkü liseye giriş sınavlarına bütün gün çalışmamız gerekiyordu ve bu yüzden şişmanlamaya başladık.
Sürekli çikolata,pilav ve ekmek gibi karbonhidrat yiyorduk ve bunun sonucunda yılın sonunda kiloluyduk. Daha az yememiz gerekiyordu fakat yapamıyorduk çünkü çok stresliydik.
Ne zaman ders çalışmak istemesem gidip birşeyler yerdim. Bu genelde çikolata veya şeker olurdu. Şişmanladıkça daha çok stres oldum ve dahada sağlıksız yiyecekler yedim.
Sınavdan sonra çok üzgündük ve birşeyler yapmamız gerektiğini biliyorduk.Böylece idman yapmaya başladık.Her gün koşmaya başladık.Başta sadece 2 kilometre koşabiliyorduk. Bu çok üzücüydü çünkü ondan önce durmadan 6 kilometre koşabiliyorduk.
Bir süre sonra sağlıklı beslenmeye de başladık. Çikolata ve ekmek gibi karbonhidratları yemeyi bıraktık.Yağlı yiyecekleri de yemeyi bıraktık. Bu sebepten sürekli daha fazla yağ yakmaya başladık.
Sonunda daha da fazla kilo verdik ve bunun sonucunda daha çok koşabildik. Sonra çok falza kardiyo yaptığımıza karar verdik. Çok zayıftık. Böylece spor salonuna gitmeye başladık. Biraz kas yapmak istiyorduk.
Bu karardan sonra daha da yağ yaktık ve biraz da kas yaptık. Bugün hala idman yapıyoruz. Her hafta ağırlık kaldırıyoruz ve sıkça kardiyo yapıyoruz (koşu ve tennis gibi). Porsiyon miktarlarımıza dikkat ederek az kalori tüketiyoruz ve bol protein içeren yiyecekler yemeye çalışıyoruz.
Evet zayıflama ile ilgili İngilizce hikaye bukadar.Tavsiyem tamamen anlayana kadar bu hikayeyi defalarca dinlemen.Anlamadığın ve sormak istediğin bir şey olursa buraya yorum bırakarak bana ulaşabilirsin.Sonraki videolarda görüşmek üzere.
aga cok guzelde yanlislar olmasin yalis ingilizce ogrenmeyelim simdi….sen ne kadar iyi biliyorsun bu ingilizceyi ana dil seviyesindemi ?
Evet merak etme ana dili seviyesinde biliyorum.
Site içeriği son derece güzel tam istediğim gibi. Tüm çabaların için teşekkürler. Herşey gönlünce olsun…
Rica ederim=)
siteniz çok güzel. geçmiş, gelecek ve geniş zamandaki hikayelerinize çalışıyorum. şöyle bir durum var ki ingilizce yazılan kısmını okuduğumda %95 oranında falan anlıyorum. çok nadir bilmediğim kelime çıkıyor. gel gelelim, dinlerken bu oran sizin konuşma hızınıza göre en fazla %20’dir.
bir de birileriyle tanışayım ingilizcem gelişir beki diye yabancı arkadaşlık sitelerinde takılıyorum, Türkiye’de öğretilmeye çalışılan ingilizce ile pek alakası olmayan bir ingilizce kullanıldığını görüyorum. üç ingilizce mi var genel olarak: ingiltere ingilizcesi, amerika ingilizcesi, dünya ingilizcesi?
Merhaba Emre,
Bunlar değişik İngilizce değil. Birini bildiğin zaman hepsini bilirsin. Sadece konuşulan şive değişiyor. Hintliler, Avustralyalılar, Amerikalılar ve İngilizler değişik şivelerle konuşuyor. Ama İngilizce bildiğinde hepsini anlayabilirsin.
teşekkür ederim.
Aga sana şunu demeden de edemedim. Amerikan ingilizcesi efsane güzeldir çünkü her harfin hakkı verilerek telaffuz edilir ve genelde dünya çapında Amerikan ingilizcesi öğretilir. Ancak ingilizler aşırı ağzını yayarak konuşur ve harfleri yutarlar böylece anlamakta zorlanırsın. Avustralyaya gelince ise büyük şehirleri ve turistik yerleri genelde göçmenler ve turistlerle dolu olduğundan kolay anlaşırsın ama kırsalından biriyle konuşunca ingilizce konuştuklarından bile şüphe edersin çünkü konuştukları aşırı hızlı bir ingilizce diyebilirim ayrıca yutulan harflerin de haddi hesabı yok 😉
hikayeler için ve verdiğiniz bilgiler için gerçekten çok teşekkürler. Ben 45 yaşındayım ve kendi çabalarımla ingilizce öğrenmeye çalışıyorum. Hikayeleri okuduğum zaman arada bilmediğim kelimeler çıkıyor ama anlayabiliyorum. Videoyu bir kaç kez dinlemem gerekiyor dinlemede sanırım daha yol katetmem lazım. Çok teşekkürler ve başarılar diliyorum çok faydalanıyorum sevgiler ve saygılar…
Rica ederim =) Başarılar…
okuma, dinleme, anlama ve pratik yapmak için her şeyin adım adım düşünülmüş olması gerçekten çok başarılı
öncelikle çok güzel bir site. ama bir sorunum var. hikayenin İngilizcesi altta yazıyor . onu okuyup sizi dinleyince %85 oranında anlıyorum.ama sizi dinlediğimde anlamıyorum çok hızlı geliyor.sizce neden?
Henüz dile yeterince maruz kalmamışsın ve kulak dolgunluğun olmamış. Mutlaka bol bol dinlemeye devam etmelisin.
Bir sorum var gain something muscle yerine built muscle olur mu anlam daha iyi olur mu? Yani kas yapmak fiili olur mu?
çok iyi olmuş kardeşim yalnız rice a pilav yerine pirinç desek (::::
No pain no gain
ben mi bulamiyorum mail gelme ekini.
tesekkurler.