What’s the catch? (Bir şey gerçek olamayacak kadar iyi olduğunda kullanılan yaygın bir ifade)

Bu derste, günlük hayatta kullanışlı olan ve bir şey “doğru olamayacak kadar iyi” olduğunda kullanabileceğin bir kalıp öğreneceğiz: What’s the catch? Önce “What’s the catch?” ifadesinin anlamını ve kullanımını inceleyeceğiz ve daha sonra gerçek hayattan örneklere bakacağız. Böylece dersin sonunda sen de bu kalıbı konuşmalarına katabileceksin.

Konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

Her şeyden önce “What’s the catch” ifadesinin ne anlama geldiğine bakalım. Bu cümlede “catch” kelimesi isim olarak kullanılıyor ve “yakalama, aldatma” anlamına geliyor. Kısaca bu ifadeyi “Aldatma nedir” gibi düşünebilirsin. Peki bu ifade hangi durumlarda kullanılıyor?

What’s the catch ifadesini özellikle bir şeyin sana doğru olamayacak kadar güzel geldiği durumlarda kullanabilirsin. Kısaca bu ifade “Söylediklerin çok güzel ama işin ucunda bir şey olabileceğini hissediyorum. İşin ucunda ne var?” ya da “Buradaki kandırmaca ne?” veya “Karşılığında ne yapmam lazım?” diye sormak için kullanılan bir ifade. Hemen birkaç senaryo üzerinden nasıl kullanıldığını inceleyelim.

Diyelim ki sana normalde hiç iyi davranmayan kardeşin, sana iyi davranarak odanı toplamana yardım etmeyi teklif etti. Sen de durumun şüpheli olduğunu düşündün ve “Karşılığında ne isteyeceksin?” demek istiyorsun. Bu durum bu kalıbı kullanarak “What’s the catch?” diyebilirsin. Hemen birkaç örneğe daha bakalım.

  • Bu fazla ucuz, bilmediğim ne var?
  • This is too cheap, what’s the catch?

  • She’s acting too kind. What’s the catch?
  • Fazla kibar davranıyor. Sakladığı şey ne?

  • He keeps on offering help, what’s the catch?
  • Sürekli bana yardım teklif ediyor. İşin ucunda bir şey mi var?

  • Why are you giving me this for free? What’s the catch?
  • Neden bana bunu ücretsiz olarak veriyorsun? Karşılığında ne isteyeceksin?

“Catch” kelimesinin bu kullanımını sadece soru olarak kullanmak zorunda değilsin. Bazı durumlarda, fazla iyi olabilecek bir durumun sonucunda senden beklenmeyen bir şey istediğinde “İşte sorun buymuş demek ki!”, “Demek ki istediğin karşılık bu!”, veya “İşte şimdi gerçeği anladım!” gibi bir tepki vermek isteyebilirsin. Bu durumlarda da “catch” kelimesini bu anlamda kullanabilirsin.

Örneğin eğer birine “Karşılığında istenen şey şu…” demek istiyorsan “Here’s the catch” diyebilirsin. Veya “Demek ki karşılığında bunu istiyormuşsun” veya “şimdi ne istediğini anladım” gibi bir tepki vermek istersen “So that’s the catch” diyebilirsin. Birkaç örneğe bakalım.Böylece kullanım kafanda iyice oturacak.

Diyelim ki bir arkadaşın sana elbisesini ödünç verdi, ve normalde böyle bir şey yapmadığı için duruma şaşırıp şüphelendin. Sonra senden pahalı çantanı ödünç almayı istedi. “Demek karşılığında onu istiyordun!” veya “Şimdi niye bunu yaptığını anladım!” demek için, “So that’s the catch!” diyebilirsin.

Veya diyelim bir ev kiralıyorsunuz, çok düşük fiyatlı olmasına rağmen ev harika. Bir şeylerden şüphelenirken, evde bozuk olan fakat saklanmaya çalışılan bazı şeyler olduğunu gördünüz. “İşte şimdi anlaşıldı!” demek için de, “I see the cath…” veya “so that’s the catch” diyebilirsin. Son bir örneğe daha bakalım.

  • He’s going to give you his bike, but here’s the catch…He wants you to help him do his homework
  • Sana bisikletini verecek ama karşılığında yapman gereken bir şey var…Ona ödevini yapması için yardım etmeni istiyor.

“Catch” kelimesini, tek başına “sorun/ters gidecek şey/kandırmaca” olarak da kullanabilirsin. Kısaca iyi görünen bir durumu açıklarken, o durumla ilgili olan yanlış şeyi belirtmek için, “catch” kelimesi kullanılabiliyor.

Örneğin saç uzatan bir şampuandan bahsederken, “Saçlarını uzatıyor. Sorun şu ki, saçların uzadıkça saç tellerin inceliyor.” demek istiyorsan, bunu “It grows your hair. The catch is that it makes your hair thinner.” şeklinde söyleyebilirsin. İki örneğe daha bakalım.

  • It’s free. The catch is that it collects personal information when it face scans you.
  • Ücretsiz. Ancak sorun şu ki, yüz taraması yaparken, kişisel bilgilerini topluyor.

  • The catch was that they did that magic trick on people they know.
  • Kandırmaca, sihir gösterisini tanıdıkları kişiler üzerinde yapmalarıydı.

Evet, artık “What’s the catch” ifadesini ve “catch” kelimesinin günlük hayattaki bu farklı kullanımı biliyorsun.

Unutma, konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

16 Yorum Kendi yorumunu ekle

      • Hello Burak,

        I learnt many things from you so far. I would like to ask a question about “thank you”. Is there any different way or ways or saying “thank you” and different word to say instead of “You’re welcome.” I know a couple of sentences instead of saying “You’re welcome”. Such as “Please do not mention it or not at all” But these sentences do not sufficient from time to time. Due to that, I would like to use different words or expressions. Is it possible to share some different shapes for this situation?

        • Hey Oğuz,

          You can use “I appreciate it” instead of “thank you” =)

          And (depending on the context) you can use “No worries, not at all, don’t mention it, my pleasure (or “it’s my pleasure) and no problem” instead of “You’re welcome” =)

    • İnstagramda bir çok sahte hesap bulunuyor ve şu anda instagram hesabından paylaşımda bulunmuyorum. Ancak gerçek hesabımın(etkilipratikingilizce) altında web sayfama giden bir bağlantı bulunuyor. Sahte hesaplarda bu bağlantı yok.

  1. BURAK ÖZTÜRK abi bu cümlelerde “that” kelimesini çok sık kullanmışsın “that”ın bu cümlelerdeki işlevi nedir ? Ve “that” ın kullanımıyla ilgili geniş kapsamlı video yapar mısın
    – Teşekkürler ☺

Yorum Bırak