İngilizce’de “In time” Kalıbı
Bu videoda İngilizce’de “In time” kalıbını ve nerelerde kullanıldığını inceleyeceğiz. Buna ek olarak “In time” ve “On time” kalıpları arasındaki ince farka de değineceğim. Videonun sonunda bu kalıpları doğru bir şekilde kullanabiliyor olacaksın.
Videoda bahsettiğim kalıplar dosyasını indirmek için buraya tıklayıp karşına çıkan sayfada e-posta adresini girmen yeterli.Bu serideki tüm kalıpların özet açıklamarı ve örnek cümlelerine o dosya içerisinden ulaşabilirsin.
In Time Kalıbı
Öncelikle “in time” kalıbının ne anlama geldiğine bakalım. In time, bir proje veya işin süresinde yapıldığını belirtmek için kullanılan bir kalıp.
Örneğin, yarın bitmesi gereken bir proje için “I will finish it in time” dersen, “Zamanında bitireceğim” demiş olursun. Örneklerle daha iyi bir şekilde gösterebilirim.
- I can finish my homework in time – Ödevimi zamanında bitirebilirim.
- He will get here in time – Zamanında buraya ulaşacak.
- They will finish painting the store in time – Dükkanı zamanında boyayacaklar.
Bu tarz cümleler kurarken “for” kelimesiyle birlikte işin ne için yetiştirilmesi gerektiğini de belirtebilirsin. Mesela:
- They will send us the papers in time for the meeting – Bize kağıtları toplantı zamanından önce ulaştıracaklar / Kağıtları toplantı zamanına yetişecek şekilde gönderecekler gibi bir anlama geliyor.
- I will finish my homework in time for the party – Partiye kadar ödevimi bitireceğim.
Bunu olumsuz cümleler kurmak için de kullanabilirsin. Mesela,
- They didn’t finish the building in time – Binayı gereken sürede bitirmediler.
- We couldn’t complete the project in time – Projeyi zamanında bitiremedik.
Bu standart kullanım dışında bu kalıp “just” kelimesiyle de sıkça kullanılıyor. “Just in time” , tam zamanında veya son anda demek ve ucu ucuna yetişme anlamı var.
- You came just in time – Tam zamanında geldin.
- They finished the work just in time – İşi tam zamanında bitirdiler veya İşi son anda bitirdiler.
- The ambulance came just in time – Ambulans son anda geldi.
Devam etmeden önce potansiyel olarak kafanı karıştırabilecek bir nokta üzerinde durmak istiyorum:
“In Time” ve “On Time” Kalıplarının Farkı.
On time kalıbı, in time kalıbı gibi “zamanında” anlamına gelmekte. Ama aralarında önemli bir fark var.
On time, bir şeyin gerçekleşmesi gerektiği anı belirtir. In time ise belli bir süre içerisinde gerçekleştiğini belirtir. Örnekle daha iyi gösterebilirim.
Diyelim bir toplantıya gidiyorsun ve toplantı saat 10’da başlıyor. Sen saat 10’da toplantıya katıldığın zaman “I came on time” demelisin. Çünkü tam bir şeyin gerçekleşeceği anı belirtiyorsun.
Fakat diyelim o toplantı için bir dosya hazırlaman gerekiyordu. Bu durumda dosyanın toplantı saatine kadar yetişmesi lazım. Bunu belirtirken “I finished the file in time” demelisin. Çünkü bir şeyin gerçekleştiği anı değil, o ana kadarki süreyi belirtiyorsun.
Kısaca, bir süre sonundan veya son teslim tarihinden bahsediyorsan, “in time” kullanılır. Fakat bir şeyin gerçekleşeceği veya gerçekleşmesi gereken anı belirtiyorsan, “on time” kullanılmalı. İnce bir fark ama önemli. Birkaç örneğe bakalım:
- It’s 10.30. The flight is leaving on time – Saat 10.30. Uçak zamanında kalkıyor
- I came home in time for my favorite t.v show – En sevdiğim dizi için eve zamanında geldim.( Burada bir süre sonundan bahsettiğin için “in time” kullanıldı. )
- I didn’t submit my application in time – Başvurumu zamanında yapmadım.
- The class is starting on time – Ders zamanında başlıyor. ( Burada diyelim saat 9:00 ve dersin başlaması gereken saat de 9. Eğer bu durumda ders zamanında başlıyor demek istersen, bir şeyin gerçekleştiği andan bahsettiğin için “on time” kullanmalısın.)
Evet, İngilizce’de “in time” ve “on time” kalıpları bu şekilde. Artık sen de bu kalıpları konuşmana doğru bir şekilde katmaya başlayabilirsin =)
Videoda da dediğim gibi bu serideki her kalıbı bir PDF dosyasında topluyorum.Dosyayı indirmek için buraya tıklayıp karşına çıkan sayfada e-posta adresini girmen yeterli.
İzlediğin ve okuduğun için çok teşekkür ederim. Sonraki videolarda görüşmek üzere.
Merhaba.Teşekkür ederim tüm öyretdikleriniz için ve bunlari düzenli şekilde öyrenmemizi saladınız için.İtiraf etmeliyim ki hayranım İngilisceye olan sevginize ve onu öyrenmekde gösterdiyiniz çabaya.Umarim bende bir gün sizin kadar iyi bilirim İngilisceyi.
İnşallah! Ama ondan önce Türkçenizi düzeltmeniz gerekir.
cok teşekkür ederim ama ben Azeri oldum için türkce yazimda bukadar çok hatavar.Kusura bakmayın umarım Türkce yazım konusunda anlayış gösterirsiniz ama Türkceyi anlama konusunda iyiyim çünki türkce kitblar da okuyorum.Yani bu İngilizceyi öyrenmemde bir sorun yaratmıycaqdır.
😂😂😂
Sen azerisin ğ yerine y kullanıyorsun doğaldır. Yıllarca burda eğitim alanlar hala ğ yerine y kullanıyor zeyneb. Bunu açıklayamıyoruz işte