“Frank, Frankly ve Quite Frankly İfadeleri (Ve Günlük Hayattaki Kullanımları)

Bu yazıda, günlük hayatta sıkça duyduğun ve farklı kalıplar içerisinde kullanılan bir ifade üzerinde duracağız; Frankly ifadesi. Önce bu ifadenin ne anlama geldiğini ve başka hangi kalıplar içinde kullanıldığını inceleyeceğiz ve sonra gerçek hayattan birkaç örneğe bakacağız. Böylece videonun sonunda bu ifadeleri tam olarak öğrenmiş olacaksın.

Konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

Frank kelimesi aslında “dürüst”, “açık” veya “samimi” anlamına geliyor.

Mesela;

  • Can you be frank with me?
  • Bana karşı dürüst olabilir misin?

  • He was very frank about his feelings.
  • Duyguları konusunda çok dürüsttü.

  • You shouldn’t be afraid to have frank discussions about this subject.
  • Bu konu hakkında dürüst tartışmalar yapmaktan korkmamalısın.

Bunun dışında “frank” kelimesi ile ilgili yaygın birkaç kalıp ve ifade de var. Bunlara birkaç örnek “Frankly, quite frankly, frankly speaking ve to be frank” gibi ifadeler. Bunlar günlük hayatta sıkça kullanılıyor ve sen de doğru kullandığında kurduğun cümlelerin kalitesi bir anda artacaktır.

Hemen bu ifadeleri inceleyelim ve “Frankly” / “Quite Frankly” ifadeleri ile başlayalım. Frankly ve quite frankly ifadeleri “açıkçası” ya da “doğrusu” gibi bir anlama geliyorlar ve birbirleri yerine kullanılabiliyorlar. Bir durumla ilgili görüşlerini dürüstçe dile getirirken bu ifadeleri kullanabilirsin ve bu ifadeler genelde, olumsuz olabilecek veya karşı tarafın çok da duymak istemeyeceği bir fikir verirken kullanılıyorlar.

Mesela diyelim ki biri sana bir soru sordu ve cevabını bilmiyorsun. Sen de buna karşılık “Bana bir soru sordun ama açıkçası, cevabını bilmiyorum.” demek istiyorsan bu durumda “Frankly” ya da “Quite Frankly” ifadelerini kullanabilirsin. Cümleyi “You asked me a question but frankly, I don’t know the answer.” şeklinde söyleyebilirsin.

Birkaç örneğe daha bakalım.

  • Açıkçası, ben de bilmiyorum.
  • Quite frankly, I don’t know either.

  • Satışlarımız düşebilir ve açıkçası bu bizim için kötü olur.
  • Our sales may drop and frankly, that would be bad for us.

  • Ona alınmış ve açıkçası, ona hak veriyorum.
  • He got offended and quite frankly, I agree with him.

  • She talked behind his back and frankly, she was wrong.
  • Arkasından konuştu ve açıkçası haksızdı.

  • Quite frankly, even thinking of it terrified me.
  • Açıkçası onu düşünmek bile beni korkuttu.

  • My mother yelled at my brother and frankly, he deserved it.
  • Annem kardeşime bağırdı ve açıkçası haketmişti.

  • She told me she studied for the exam but frankly, I am worried.
  • Bana sınava çalıştığını söyledi ama açıkçası endişeliyim.

Şimdi, frankly ifadesi ile ilgili farklı bir varyasyon inceleyelim; Frankly speaking. “Frankly speaking” de “açıkçası” gibi bir anlamda kullanılıyor, ancak ufak bir anlam farkı bulunuyor. “Frankly speaking”, “Açıkça söylemek gerekirse” gibi bir anlama geliyor. Bu ifade, konuşan kişinin daha dürüst bir şekilde düşüncelerini dile getireceğini belirtiyor. Yani bir durumdan çok, bir konuşma durumu söz konusu.

Mesela diyelim ki baban ilk defa yemek yaptı ve “Babam ilk kez yemek yaptı ve açık konuşmak gerekirse, harika olmuş.” demek istiyorsun, bu cümlede “frankly speaking” kullanarak bunu yapabilirsin. Cümleyi de “My dad cooked for the first time and frankly speaking, it was amazing.” şeklinde kurabilirsin. Birkaç örnek inceleyelim.

  • O filmi izledim ve açıkça söylemek gerekirse, çok kötüydü.
  • I saw that movie and frankly speaking, it was terrible.

  • Koşmaktan çekinmiştim ama açık konuşmak gerekirse, çok güzeldi.
  • I was reluctant to run but frankly speaking, it was good.

  • She was talking loudly and frankly speaking, I got uncomfortable.
  • Çok yüksek sesle konuşuyordu ve açık konuşmak gerekirse, rahatsız oldum.

  • Frankly speaking, the job they gave him was too hard.
  • Açık konuşmak gerekirse, ona verdikleri iş fazla zordu.

  • I was ready but quite frankly, I was terrified.
  • Hazırdım ama açık konuşmak gerekirse, korkuyordum.

Son olarak, “to be frank” ifadesine bakalım. To be frank ifadesi ise “Dürüst olmak gerekirse” veya “Dürüst olacak olursam” anlamına geliyor. Hemen birkaç örneğe bakalım.

  • To be frank, I didn’t even want to come.
  • Dürüst olmak gerekirse, ben gelmek bile istemedim.

  • She is rude and to be frank, I don’t like her.
  • O kaba biri ve dürüst olmak gerekirse, ondan hoşlanmıyorum.

  • They invited me but to be frank, I don’t think I will go.
  • Beni davet ettiler ama dürüst olmak gerekirse, gideceğimi sanmıyorum.

  • He is mad at me but to be frank, I think I am right.
  • Bana kızgın ama dürüst olmak gerekirse, bence ben haklıyım.

Evet, artık İngilizce’de frank kelimesinin anlamını ve frankly, quite frankly, to be frank ve frankly speaking gibi kalıpların ne anlama geldiğini ve nasıl kullanıldığını biliyorsun. Böylece artık günlük konuşmalarında sen de bu ifadeyi konuşmana katabilirsin.

Unutma, konuyla ilgili PDF dosyasını indirmek için linke tıklayarak e-posta adresini bırakman yeterli. =)

20 Yorum Kendi yorumunu ekle

Yorum Bırak