Bu videoda alışveiriş ile ilgili İngilizce kelimeler gösteriyorum.Videonun sonunda para üstü, tüketici, mağaza, müşteri ve buna benzer kelimelerin İngilizce anlamlarını öğrenmiş olacaksın.

 

Buna benzer İngilizce kelime videoları için bu linke tıklayabilirsin – İngilizce kelimeler

 

Para ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Para -Money

 

• I don’t have much money.(Çok param yok.)

• Money is not the most important thing in life.(Para hayattaki en önemli şey değildir.)

Cüzdan – Wallet

 

• I forgot my wallet at home.(Cüzdanımı evde unuttum.)

• I bought a new leather wallet yesterday.(Dün yeni deri bir cüzdan satın aldım.)

Çanta – Purse

 

• I cant find my lipstick in my purse.(Rujumu çantamda bulamıyorum.)

• I bought an expensive purse as a present for my mothers birthday.(Annemin doğum günü için ona pahalı bir çanta satın aldım.)

Cep – pocket

 

• My pockets are empty.(Ceplerim boş.)

• I should have some change in my pocket.(Cebimde biraz bozukluk olması lazım.)

 

Market ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Market – Grocery store

 

• I have to go to the grocery store to buy some onions.(Soğan almak için markete gitmem lazım.)

• I am going to the grocery store, do you need anything?(Markete gidiyorum,bir şeye ihtiyacın var mı?)

El arabası – trolley

 

• You should get a trolley,we have so much to buy.(El arabası almalısın,alacak çok şeyimiz var.)

Sepet – basket

 

• Put this in the basket.(Bunu sepete koy.)

Alışveriş – To shop

 

• I am going shopping tomorrow.(Yarın alışverişe çıkıyorum.)

• I enjoy shopping with my friends.(Arkadaşlarımla alışveriş yapmak hoşuma gidiyor.)

Koridor veya bölme – aisle

 

• Clean up in aisle 4.(Bölüm/koridor 4 te temizlik var.)

• You can find chocolates in aisle 7(Bölüm/koridor 7 de çikolata bulabilirsin.)

• There are 17 isles in this grocery store.(Bu markette 17 bölme/koridor var.)

Raflar – Shelves

 

• It’s on the top shelve,can you see it?(En üstteki rafta,görebiliyor musun?)

• It’s on the other side of the shelves.(Rafların arka kısmında kalıyor.)

Çıkış/Ödeme bölmü – Checkout

 

• Checkout is to the left.(Çıkış/ödeme bölümü sol tarafta.)

• My products got delivered to me after the checkout process.(Ödeme ilşeminden sonra ürünlerin bana teslim edildil.)

Ödeme ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Kasiyer – Cashier

 

• The cashier was so polite.(Kasiyer çok nazikti.)

Ödemek – To pay

 

• I bought my boots for 100 Liras.(Botlarımı 100 TL ye satın aldım.)

• I dont want to pay this amount.(Bu miktarı ödemek istemiyorum.)

Nakit – Cash

 

• Would you like to pay in cash?(Nakit ödeme mi yapmak istiyorsunuz?)

• I only have cash.(Sadece nakit param var.)

Kredi kartı – Credit card

 

• My credit card is blocked and i don’t know why.(Kredi kartım bloke edilmiş ve nedenini bilmiyorum.)

• My credit card arrives today.(Kredi kartım bana bugün ulaşıyor.)

Bozukluk/Para üstü – Change

 

• Keep the change.(Para üstü kalsın.)

• I hate it when the cashier gives me a lot of change.(Kasiyerin bana çok bozukluk vermesinden nefret ediyorum.)

Satın almak – to buy

 

• I’m glad I bought my phone.(Telefonumu satın aldığıma memnunum.)

• I’m going to buy some milk.(Süt satın alacağım.)

Satın almak – To purchase

 

• I purchased a new laptop.(Yeni bir laptop satı aldım.)

• Would you like to purchase this product?(Bu ürünü satın almak istermisin?)

Ürünler – Products

 

• Apple produces high quality products.(Apple kaliteli ürünler üretiyor.)

Hizmetler – Services

 

• We have all the services you need in our website.(Gerekli olan bütün hizmetler websitemizde mevcut.)

 

Mağazalar ile ilgili İngilizce kelimeler

 

Dükkanlar – Shops

 

• The shops here are so big.(Buradakidükkanlar çok büyük.)

• You can find it in the shop across the street.(Yolun karşısındaki dükkanda bulabilirsin.)

• You can buy your little brother a gift from the toy shop.(Küçük kardeşine oyuncak dükkanından bir hediye satın alabilirsin.)

Mağazalar – Stores

 

• Don’t decide before you look at other stores.(Başka mağzalara bakmadan karar verme.)

Çeşitli – Variety

 

• There are so many varieties,i can’t decide.(Çok çeşit var,karar veremiyorum.)

• This store sells a variety of products.(Bu mağaza çeşitli ürünler satıyor.)

Müşteri – Customer

 

• He is our regular customer.(O bizim sürekli müşteimiz.)

Müşteri hizmetleri – Customer support

 

• You should talk to customer support for your problem.(Sorunun için müşteri hizmetleriyle konuşmalısın.)

Tüketici – Consumer

 

• Read the consumer rights.(Tüketici haklarını oku.)

Evet alışveriş ile ilgili İngilizce kelimeler bukadar.Bundan bir sonraki videoda alışveriş sırasında sık kullanılan ve işine yarayabilecek kalıpları göstereceğim.Sonraki videoda görüşmek üzere!